Ekonomide devam eden kırılganlık, son günlerde sertleşen verilerle daha da görünür hale geldi. Bütçe açığı, düşen rezervler ve borsada yaşanan dalgalanmalar, ekonomi yönetiminin önünde zorlu bir denge kurma ihtiyacını bir kez daha ortaya koyarken, jeopolitik gelişmelerin üst üste geldiği bu dönemde, makro-ekonomik veriler vatandaşın günlük hayatını etkiliyor. Türk ekonomisindeki son tablodan yansıyan verilere göre; Mart ayında merkezi yönetim bütçesi 261.5 milyar TL açık verirken, faiz dışı açık 100.2 milyar TL olarak gerçekleşti. Üstelik yalnızca mart ayı değil, yılın ilk üç ayındaki toplam açık da 710.8 milyar TL’ye ulaştı. Gelirlerdeki yüzde 58.4’lük artışa rağmen 766.3 milyar TL olan gelirlere karşılık harcamalar yüzde 48.3’lük artışla 1 trilyon 28 milyar TL’ye yükseldi.
REZERVLER AZALDI MI?
En dikkat çeken kalem ise faiz giderleri. Geçen yıla göre yüzde 116.3 artan faiz ödemeleri martta 161.2 milyar TL’ye, ilk çeyrek toplamında ise 464 milyar TL’ye ulaştı. Bu tablo, Hazine’nin elini zayıflatırken, maliye politikasının enflasyonla mücadeledeki rolünü de sekteye uğrattığı belirtiliyor. Öte yandan Merkez Bankası’nın net rezerv pozisyonunda da gerileme söz konusu. 11 Nisan haftasında brüt rezervler 6.7 milyar dolar düşüşle 147.6 milyar dolara, swap hariç net rezerv ise 10.5 milyar dolarlık sert düşüşle 20.6 milyar dolara indi. Merkez Bankasının yalnızca geçen hafta yaklaşık 12.8 milyar dolarlık döviz satışı yaptığı öne sürülüyor.
ENFLASYON ARTAR MI?
Enflasyon sepetindeki temel mal kalemlerinde fiyat artış hızının yeniden yükselmeye başlaması ise Nisan ayı enflasyon verisinin beklentilerin üzerinde gelebileceğine işaret ediyor. Merkez Bankası’nın Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 28.04’ten yüzde 29.98’e yükselirken, 12 ay sonrası beklenti de uzun bir aranın ardından yeniden artarak yüzde 25.56’ya çıktı. Merkez Bankası ise politika faizini yüzde 42.5’ten yüzde 46’ya yükseltti. Böylece 13 ay sonra ilk kez faiz artırımına gidilmiş oldu.
ALTININ ÇIKIŞI SÜRER Mİ?
Artan jeopolitik riskler ve güvenli liman arayışları ise ons altını 3 bin 250 doların üzerine taşıyarak yeni bir rekor kırmasına neden oldu. Goldman Sachs yıl sonu ons altın tahminini 3 bin 700 dolara, Bank of America ise 3 bin 400 dolara yükseltti. Türkiye’de gram altın hem ons fiyatı hem de döviz kuru nedeniyle rekor seviyelerde işlem görüyor. Bu da altını, yüksek enflasyon ve TL’nin erimesi karşısında birikimlerin korunmasında öne çıkarıyor. Öte yandan, petrol fiyatları İran’a yönelik kısıtlamaların gevşetilme beklentisiyle yatay seyrediyor; Brent varil fiyatı 65 doların altında. Pazarlama ve İşletme Uzmanı Volkan Soykan ise iç talepteki daralma, mali disiplinin kaybı ve küresel risklerin artışına dikkat çekerken, “Türkiye ekonomisini kırılgan bir zemine oturtuyor. Bu zemin üzerinde atılacak her adım, yalnızca teknik değil aynı zamanda sosyal bir denge gerektiriyor” diyor.

6 BİN TL OLUR MU?
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş ise gram altının yıl sonuna kadar 6 bin TL seviyesine ulaşabileceğini öngörüyor. Bu tahmin, ons altının 3 bin 300 dolar seviyelerine yükselmesi ve gram altının 4 bin TL’nin üzerine çıkmasıyla destekleniyor. Memiş, ayrıca yatırımcılara altın piyasasındaki dalgalanmalara karşı dikkatli olmalarını da öneriyor.
[email protected]
Kaynak: Web Özel
.